İş arama ve mülakatlara gitme herkes için zorlu bir süreçtir. Hele de o sıra işsizseniz işler sizin için daha da zorlaşıyor, çünkü bir şekilde rahat hissetmediğinizde ieltişim kurmak ve kendinizi ifade edebilmeniz de dolayısıyla hayli zorlaşmakta.Özellikle IT sektöründe iyice yaygınlaşmış Recruiter (işe alım) firmaları ile işe alım yapmak isteyen firmalar dünayda ve ülkemizde oldukça çoğalmış görünüyor. Avantaj ve dezavantajları var elbette. Benim kişisel gözlemim avantajının -geneli için konuşayım- aday ve alıcı taraf için düzgün, detaylı ve yılmadan ilgileniyorlar.Tabi bazıları telefonla halledilebilecek konular için sırf görmek için ekstra araya girip öylesine bir görüşme yaparak alıcı şirkete gönderiyorlar. Profesyonel head hunter lara lafim yok, ancak o ilk görüşmeye gidecekseniz de kendinizi parçalamanıza gerek yok. Vakit yaratabiliyorsanız sırf firma görüşmesi randevusunu alabilmek için gidin bulunun derim. Çünkü birçok firma kariyer yada kendi site ilanlarına gelen taleplerinize dönmeyerek aracı kurum ve kişiler ile yürütüyorlar süreci.Ayrıca, IT sektöründe de birçok sektör gibi hep deneyimli uzman kişi aradıklarından ötürü, eğer çalıştığınız bir yer yoksa, gösterebileceğiniz basit de olsa 1-2 proje denemenizi erişebilir bir yere koyarsanız sizin için önemli avantaj sağlayacaktır.Malesef bizim sektörümüz pek de kaliteli ve yönetilebilir yazılımı önemseyerek çalışan aramıyor. Bilgi ve yetenek yerine deneyimli adam arama tercihlerinin sebebi de bir şekilde hızlıca o işin/projenin tamamlanması diye düşünüyorum. Böylece hızlıca proje tamamlanmasını sağlamayı hedefliyorlar. Durum böyle olunca, doğal olarak piyasa bu yönde evriliyor. O yüzden proje bazlı çalışan arayan bir sürü outsource danışmanlık firması türemiştir. Bu gidişatın avantaj/dezavantaj/ekonomik etkileri ve sonuçlarını ben de merak edenlerdenim. Bakalım zaman ne gösterecek :)Sektörün hareketliliği; kriz, yıl sonu hedeflerin tutturulması yada yeni yıl proje ve bütçe çalışmaları(ki Kasım Aralık aylarında orta ve büyük ölçekteki firmalarda kendi içlerindeki işlerden ötürü oldukça meşgul olabildiğini biliyoruz), yaz tatili dönemleri gibi değişkenlere bağlı olduğunu sanıyorum. Bu sebeple bunları da kariyer planlamasında göz önüne almayı ön hazırlık için atlamamak gerektiğini düşünüyorum.Mülakatlarda, sıklıkla karşılaştığım sorulardan biri de neden firmamız? Eğer size ulaşılıp da görüşmeye gitmişseniz, hele de bu büyük bir teknolojisi firması filan değilse -şahsen Bilişim sektöründe olan benim için – soru anlamsız gibi geliyor. Benim cevabım oldukça sade oluyor: “‘Burada iş var dediler geldim.’, ‘Çağırdınız geldik.’, ‘Daha iyi kazanabileceğim bir fırsat olabilir diye.'” gibi bir şeyin formal hali :) Şimdiye kadar bu durust cevaplar için can sıkıcı bir tepki ile karşılaşmadım neyse ki. Sonuçta rasyoneliteye karşı olması daha düşük bir ihtimal zaten.”Sizi ne mutlu eder, nasıl bir ortamda ne iş yapmak istersiniz?” şeklindeki sorularla karşılaşma yüzdesi yüksek. Eğer bu soru kendimi ifade edebilmiş ve bitmeye yakın sırada onem yüklenmediği belli bir şekilde sorulduysa, “Bir tatil beldesinde denize karşı şortla işimi yapsam çok daha mutlu olurum elbette” diye cevap vermekten çekinmiyorum.Bir de “Kendinizi 5 yıl sonra kariyer planında nerede görüyorsunuz?” sorusu var. Buna cevabım, genellikle aslında mülakatı gerçekleştirdiğim kişiyle ortak düşünceyi yakaladığım ve sohbeti başlatan bir cevap oluyor. Diyorum ki; “Öncelikle belirteyim ki, biliyorum yönetici ve teknik kişilerin yetenekleri ve verimliliği birbirinden oldukça farklıdır. Yani generalsiz savaşa girilemeyeceği gibi yalnız generallerle de savaşa girilmez. Ancak en azından benim gözlemlerime göre bir uzmanın/teknik personelin ücreti ile yöneticilerin ücret aralıkları hiç kesişmiyor. Dolayısıyla başka yerlerde 50 yaş ve üzerinde üretimde çalışan mühendisler yada kod geliştiren bilişim uzmanları olduğunu duysam/görsem de burada örnek alabileceğim henüz bir şey görmedim. Dolayısıyla 5-10 yıl içinde kazandığım tecrübelerle çalışanları yönlendirebileceğim edebileceğim yönetsel bir pozisyona gelmek istiyorum. Çünkü daha fazla para kazanmak istiyorum.”Önemli Not: Bunları sadece, belki birilerinin işine yarayabilir, faydalanabilir diye paylaştım. Kattığım esprili cümleler kesinlikle herhangi bir çalışanı yada aracı kurumu yermek kastıyla yazılmamıştır. Tüm sektörlerde emek veren her seviyedeki çalışana en az kendi meslektaşıma ve kendime saygı duyulması gerekliliğini önemsediğim kadar önemsiyor ve saygı duyuyorum.İş görüşme aşamalarıyla ilgili derlediğim genel bilgileri de aşağıda paylaşıyorum.Bildiğiniz gibi iş görüşmeleri belirli bir takım aşamalar ile gerçeleşen bir durumdur. Tüm bunları göze aldığımızda sizde bir iş pozisyonu için başvurduğunuzda belli başlı bir takım süreçlerden geçmeniz gerektiğini bilmelisiniz. İşte bu konuda siz değerli okurlarımızı bilgilendirmek amacı ile hazırladığımız iş görüşmesi aşamaları yazımıza hoşgeldiniz. Öncelikle ne tür kademelerden geçmeniz gerektiğini yüzeysel olarak belirtelim. İlk aşamanız, başvuru formunu doldurup ilgili firmaya iletmek olacaktır. Artık birçok firma iş başvuru imkanını online platform üzerinden tanımaktadır. Bu sebeple şirketlerin kendi web sitelerinden ya da iş ilanlarını yayınlayan web sayfalarından konu ile ilgili iş başvurularında zahmetsiz bir şekilde başvurabilirsiniz. Tabi bu sırada sizin özgeçmişinizi elit bir şekilde anlatan bir bilgi bankası oluşturmanız gerekecektir. Aynı zamanda başvuru yazısı da hazırlayarak neden o işe talip olduğunuzu ilgili firmaya iletebilirsiniz. Böylece yapmanız gereken ilk ve en önemli işi atlatmış olacaksınız. Ardından işverenin sizin başvurunuzu inceleme süreci doğacaktır. Bu zaman zarfında yeterli görülürseniz tarafınıza telefon ya da e- posta yolu ile bilgilendirme cevabı alacaksanız.İş görüşmesi aşamaları evresinin diğer bölümü tamamen firmanın izlediği personel alım süreci ile ilgilidir. Örneğin bazı firmalar net üzerinden ön eleme için bir takım sınavlar yapmaktadırlar. Online yapılan bu sınavı geçerseniz sizi görüşmeye davet etmekte ve bir dizi mülakattan geçirmeye devam etmektedirler. Bu süreçler ve değerlendirmeler sonucunda eğer yeterli bulunursanız tarafınıza yetkili kişi tarafından iş teklifinde bulunulmaktadır. Gerekli şartları görüşmek üzere son bir kez görüşmeye çağırılmak ve işi kabul ettiğiniz takdirde gerekli evrakları teslim ettikten sonra aktif olarak işinize başlayabilirsiniz. Bu bahsettiğimiz kriterler sizleri çok daha iyi bir iş sahibi yapmak için öncü bir kişi olma yönünde de ilerletecektir.Sevdiğiniz işi yaparak üretken olmamız ve yüksek hayat kalitesinde yaşamamız dileğiyle, hepimize bol şanslar…
Kendisinin izniyle, Akın Hoca’mın  hislere tercüman olan bir yazısını paylaşmak istiyorum.

Bir genç arkadaşımın, “okuldan tanıdığım, sağlam çocuktur, iş arıyor” deyip bana CVsini gönderdiği emaili ülkemizin BT piyasasında hatırı sayılır işler yapan insan kaynakları  şirketine sahip bir tanıdığıma gönderdim. O da bana “deneyimi yok ama olsun sağol :)” diye cevap yazdı. Bu arkadaşımla zaman zaman buluşup konuşuruz, ortak bir şeyler yapalım vs. diye, dolayısıyla kendisini iyi tanıyorum. Bu “deneyimi yok ama” kısmı aslen onun düşüncesi değil, burası, tamamen arkadaşımın iş yaptığı ve daima “tecrübeli” aday arayan insanların yani BT yöneticilerinin zihin yapısını ifade ediyor.

Evet malesef öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, kimse yeni öğrenene tahammül edemiyor. Diğer sektörlerde de öyle mi bilmiyorum ama en azından BT ve futbol sektörümüzde durum bu. “Biz tecrübeli programcı arıyoruz!” Zannedersin uzaya füze fırlatan rampa sisteminin yazılımını yazacak! Ya da CMMI-5 seviyesinde bir yazılım şirketinde ya da BT biriminde yönetici, o yüzden bu kaliteye ayak uyduracak yazılımcı arıyor. Sorsan “nedir tecrübeli?” diye sadece yıl cinsinden bir tarif yapabilir: “işte, 5 sene falan Java ile uğraşmış olsun”. Aslında bunu diyen, “5 sene ile Java ile uğraşmış olma”nın daha detayda ne anlama geldiği hakkında emin olun bir cümle daha söylemekte zorlanacaktır, hatta söylediklerinin 5 senelik Java tecrübesiyle alakası olmadığını anlayarsınız. Şunun gibi: “yani CVS’le falan uğraşmış olsun”!

Bütün bunları ben, bu sektörde iş ararken hiç yaşamadım. Çünkü juinor programmer olarak iş ararken ABD’deydim ve orada gerek önüme konan sınavlardan gerek ise benimle yapılan iş görüşmelerinden, benimle ilgilenen kişilerin tam da benim gibi, bilgisi olan ama tecrübesi olmayan kişiler aradıklarını rahatlıkla anlayabiliyordum. Çünkü pozisyon, bekletiler vs. hakkında konuşurken benimle görüşen kişiler, örneğin “2 senedir bizimle olan ve başından bu yana projede bulunan, … tecrübeli bir arkadaş var, onunla çalışacaksın” diye sağlam bir alt yapıya sahip olup da tecrübesi olmayan kişiye uygun bir konumlandırma yapabiliyorlardı. Bu ülkede ise herkesin “Alex” olması bekleniyor. “Ama tecrüben yok!” Eeee, sen iş vermezsen, stajyer olarak gelene de “aman gölge etme dersen”, insanlar nasıl tecrübe sahibi olacaklar ki? Sanırım bu yüzden sadece 22 yaşında olup henüz üniversiteden mezun olmamış bir gencin bana gönderdiği CVsinde “6 yıl tecrübe” yazıyordu! Bir insan MIT ya da Stanford’dan doktora bile alsa, tecrübesi “0”dır. Ama işte böyle yaparak, BT sektörüne girmek isteyenleri de bu şekilde saçma davranışlara sürüklüyoruz. Sonuçta iki yanlış bir doğru etmiyor.

Zaten size bir şey söyliyeyim mi? Tecrübeden kastedilen ise aslında sadece “hızlı iş çıkarmak”. Kimse, “bizim projemizde performans çok önemli, o yüzden yazılacak kodun kalitesi kritik, ancak tecrübeliler yazabilir bunu” diye düşünmüyor. İşin komik yanı zaten bu: Tecrübe bu ulkede sadece yıl ile ölçülüyor, kişinin gerçekten ne yaptığıyla değil. Mesela ben 2001’de ABD’den dönüp te bu ülkenin en büyük krizini geçirdiği günlerde iş ararken iki kişi hariç hiç kimse benimle CVmin üzerinden geçip, ABD’de ne yaptığımı sorgulamadı. Kimse hangi projelerde, hangi rollerle yer aldın, neler yaptın, sorumlulukların neydi vb. sorulara girmedi. Herkes, ABD’den gelmişliğimle ve yaşımın  30’u geçmişliğiyle ilgilendi. Ben teknik pozisyonlara başvurdum ama insanlar beni kendi yöneticileriyle kıyasladılar. Sadece iki kişi CVmdekiler üzerinen tek tek gitti, detayını öğrendi. İlki, zaten yabancı bir şirketin IT müdürü olan ABDli bir adamdı, diğeri de ABD’de 18 sene kalıp, bu ülkeye dönmüş ve BT işi kurmuş Türk bir patrondu.

Bir diğer konuda aslında her projede her türlü tecrübeye sahip kişilere ihtiyaç olacağı gerçeğidir. Bu durum hem tecrübe, hem de yetenek vb. çok şey için geçerli. Yani tutun 10 tane Alex bulup Fener’e koyun mesela. Fener, Bayern’mi olacak? Her projede diğerlerine yol gösterecek tecrübe, zeka ve özgüvende insanlar kadar, onlardan sayıca daha fazla olan ama daha az tecrübeli ve bilgili çalışanlara da ihtiyaç vardır. Savaşı sadece generallerden kurulu bir orduyla kazanamazsınız ki! Bana her tecrübeli 1 yazılımcının yanına yarı tercübede 2-3 kişi koyacak şekilde bir proje verin, hiç bir tecrübe zaafiyeti yaşamadan, projenin büyüklüğüne göre muhtemelen pek çok yeni mezun ile projeyi yapabilirim. Yeni mezunları seçerken ince eler sık dokurum o ayrı. Sertifikası olana daha olumlu bakarım örneğin. Biz bir binayı yaparken herkesin tecrübeli inşaat mühendisi olmasını bekliyor muyuz? Neden o zaman bir yazılım projesinde herkesin mühendis ve tecrübeli olmasını bekliyoruz ki? Herkesin tecrübeli yazılımcı olduğu yerde aslında pek çok ufak-tefek, basit ve tekdüze iş, çok pahalı çalışanlar tarafından yapılıyor demektir. Aslında yönetimden anlamadığımız için, hasbel kader yöneticilere sahip olduğumuz için, tecrübesizleri çalıştıracak yetkinliğe sahip değiliz. Tecrübeli olan zaten iyi çalışır, tecrübesiz ise iyi çalışmayı öğrenmeye ihtiyacı vardır, dolayısıyla yönetilmeye, yol gösterilmeye, yetiştirilmeye ihtiyacı vardır. Tecrübesizi işe almayarak kendi tembelliğimizi gösteriyoruz aslında.

Zeki, yetenekli ve iyi eğitimli az sayıda insan ile, orta seviye zeka ve yeteneğe sahip insanlarla, karmaşık işler bile ne kadar basit, öngörülebilir hale getirilir görmek isterseniz, ABD’yi bir ziyaret edin ederim. Bakın o “aptal” dediğimiz insanlar, bizim zekilerimizin bu topraklarda yapamadığını ne kadar basit bir şekilde yapıyorlar.

Bir diğer nokta da yeni mezunların ortama bir enerji ve canlılık getirdikleri gerçeğidir. Yeni mezunların, ortamları daha neşeli kıldıkları, daha yaratıcı çözümler bulduklarını çok defa gözlemlemişimdir. Nasıl hep aynı tipten insanların buludukları yerler tekdüze oluyorsa, sadece tecrübelilerin yanına koyacağınız tecrübesizlerle bu tekdüzeliği aşabilir, taze kan ve enerji alabilirsiniz. Örneğin ben, azimli, motivasyonunu kaybetmemiş 2-3 sene tecrübeli kişilerle harmanlanmış, iyi seçilmiş yeni mezunların, düzgün bir yönetim ile uzun vadede, 10 küsur senelik tecrübeli, ama bu kültür içinde motivasyonunu kaybetmiş kişilerden oluşmuş bir takımdan daha çok ve kaliteli iş çıkarabileceğime inanıyorum.

Her şey gibi insan da her yaşında ögretilmeye, eğitilmeye ve yol gösterilmeye muhtaçtır. Herkes, bilmediğinin, yaşamadığının tecrübesizidir. İyi yöneticiler de, işlerinin gerektirdiği yetkinlikleri ve seviyelerini iyi bilen ve takımlarını buna göre bir uyum içerisinde kurabilen ve onları motive eden kişilerdir. Bizim sektörümüzde “yıl”a indirgenmiş tecrübe ve yetkinlikten dolayı çok enerji ve insan kaybediyoruz.Kaynak: http://www.javaturk.org/?p=4505